6 Eylül 2010 Pazartesi

PS3 Kırılmış Megaaaa

Geçtiğimiz aylarda iPhone 3G S'i kıran GeoHot lakaplı George Hotz, Sony'nin popüler oyun konsolu PlayStation 3'ü kırmayı başardığını açıkladı.

Geohot, kendi blog yazısında "PS3'ün bütün sistem belleğine okuma ve yazma erişimim var. İşlemciye de girmeyi başardım. Kısacası kırılamaz denilen PlayStation 3'ü de kırdım" dedi.

PS3'ün kırılmasıyla birlikte PlayStation 3'te normalde izin verilmeyen işlemler yapılabilecek. PS3 için birçok özel yazılım geliştirilebilecek ve daha da önemlisi oyunları PS3'te oynamak için orijinal oyuna ihtiyaç duyulmayacak; zira orijinal oyunların kopyaları da bu konsol altında çalışabilecek.

Ancak PS3 Hax'te yayınlanan bilgiye göre, Sony, kırılmış PS3'leri belirleyip ban'lama imkanına sahip. Bu, kırılmış bir PS3 ile PSN'e bağlanılması durumunda gerçekleşiyor. Yani eğer kırılmış bir PS3 ile online oyun oynamak için PSN'e bağlanırsanız, Sony PS3'ünüzün kırılmış bir cihaz olduğunu anlayıp cihazınızı ban'lama yoluna gidebilecek.

Bu arada, yayınlanan kırma yönteminin 3.41 firmware'i ile de çalıştığı duyuruldu. Bu da, hack'in PS3 Slim modellerinde de çalışacağı anlamına geliyor. Ama Sony yukarıda belirttiğimiz gibi sert önlemlere başvurursa, bu hack hikayesi de acı sonla bitebilir...

Bitmesin...

Mega yeter bu kadar tatil. Çalışmaya, araştırmaya başla. Nedir bu işin aslı astarı...

5 Ağustos 2010 Perşembe

Fazla sallama, kopartırsın!

Elin oğlu geldi çaktı gitti tabi, Fenerbahçeliler üzgün, bukalemunlar her zamanki gibi zilleri takıp çiki çiki yapıyorlar Hindistan cevizi kabuğundan bikinileriyle. Ben bu işte bir hayır vardır diye bakmaya çalışıyorum açıkçası. Daum’u zor bela gönderen, Guiza’yı hala kovalayamayan, dünya kupası öncesi acilen kalitelisinden birkaç santraforu ucuz yollu ayarlayıp getiremeyen, kaçan şampiyonluk ve yanan stattan ders almayan yönetimin koltuğu biraz daha kayganlaşmış oldu bu elenmeyle. Aykut Kocaman da Ankara, Malatya, Uganda ya da Bağdat takımlarından birisinin başında olmadığının farkına varır, biraz daha ciddi çalışmaya başlar belki. Takım erkenden titreyip kendine gelecek, lige sağlam bir başlangıç yapacak böylelikle. Ve belki de en önemlisi yıllardır söylediğim gibi, Fenerbahçe Avrupa’da bir kupa alacaksa, bunun yeri Şampiyonlar Ligi değil, öncelikle daha dişimize göre olan Avrupa Ligi’dir ve şimdi oraya gidiyoruz. İkincisini alalım bi hele, ardından inanın bana birincisi çok daha kolay olacak. Geçen senenin ortalarında da Diego’nun yazarlarından olduğu Romantik Kanaryalar bloguna bir yorum yazmıştım seriden önceki son mağlubiyetin ardından. Demiştim ki bu çok hayırlı bir mağlubiyettir, şimdi takım toparlanacak ve ligi zirvede bitirecektir. İyi giderken herkes yorum yapar, ama ben takım üst üste yedi sekiz maç kazanılmadığında ve bir mağlubiyetin ardından söyledimdi bunu; açın bakın inanmıyorsanız. Hemen ardından takım büyü yapılmış gibi seriye bir bağladı, taa ki son haftaya kadar. O sonucu ben dahil kimse beklemiyordu ama, o kadarını da tutturamadım artık. Danyal Güğiza yerine Muhlis Bey’in Yawlum Mithat’ı oynasaydı takımda tuttururdum da ama hoca kördüyse ben ne yapayım…
Young Girls olsa dahi sonuç değişmezdi…

Dün “Fenerbahçe şokta!!!” diye son dakika haberi geçti televizyonlar. Neresi şok ulan bunun? Kabak gibi ortadaydı ilk maç, bizim takım darmadağın ve sanki sahra çölünü aşmış gibi bitkin, adamlar çatır çatır Tsubasa’nın fantezi futbolunu oynuyor ve istatistik rekoru ile birlikte direkleri de kırıyordu. 2-2’lik maç skorunun mucize olduğunu herkes dile getirirken Fener’i orada Allah korudu. 3 defansla oynayan, sık sık geride iki kişi kalan rakibi neredeyse rahatsız bile edemeden iki gol attık da zor bela İstanbul’a döndük. Saraçoğlu’nda çıkıyor diye sihirli değnek mi değecekti bu takıma? Kabak gibi ortadaydı Young Boys’un kazanacağı, gelin görün ki bunu gözüne perde inmiş duygusal fanatik Diego’ya bir türlü anlatamadım. Diyorum ki Young Boys bizi rahat eler bu oyunla, yaslanmicak İstanbul’da da, iddaa da 6,00 oran vermiş Young Boys’a, ben oynuyorum, adam delirdi:) Kuponu da söyledim, abooov, “Sen futboldan ne anlarsın”dan girdi herif, başladı Fener sana çakar görürsün, yok efendim öle oynanır mı şu takıma beraberlik yazcan, buna şunu vercen, şuna şunu, bıdı bıdı, arkasından “sen futboldan ne anlarsın lan”la bitirdi. Hazırla dedim kuponunu, atıp tutuyorsun, senin adına oynicam bakalım. Yüksek olmasına gerek yok, para kazandırmasın, isterse oranı 1,05 olsun ama sadece tutsun yeter.

İşte benim kupon ve sonuçları…
259 Zenit – Unirea Urziceni 1MS 1,15 1-0 TUTTU
537 Fenerbahçe – Young Boys 2MS 6,00 0-1 TUTTU
538 Gent – Dynamo Kiev 2MS 1,85 1-3 TUTTU
Toplam oran 12,765 olup 10 misli oynanmıştır ve 127,65 TL kazandırmıştır.

Aha bu da futboldan çok süper anlayan Diego’nun kuponu ve sonuçları…
537 Fenerbahçe – Young Boys 1İY 1,60 0-1(İY) YATTI
541 Paok – Ajax 2MS 2,45 3-3 YATTI
552 Ofk Beograd – Galatasaray XMS 3,50 OYNANMADI
Toplam oran 13,72 olup 2 misli oynanmıştır ve o iki lira da batmıştır:)

Daha benim hiçbir kuponum ilk maçın ilk yarısı oynandığında yatmamıştı Diego, tebrik ediyorum seni, rekor kırdın :) Gerçi şöyle bir başarın var, tüm maçların yatmadı en azından, yalnızca iki maçtan yattın; üçüncüsü henüz oynanmadığından olabilir mi acaba :) Dünya Kupası öncesi millet elli bin tane takım ismi söylerken bana sorulduğunda tek isim söyledim: “İspanya”. Tamam şans faktörü de var illa ki ama adama sormazlar mı “kimmiş futboldan anlamayan” diye Diego’cum? Ne ayahsın la sen :) Maçtan sonra da kına yak, Young Boys forması al o parayla demişin, bırak bu duygusal, hisli, emocu taraftar modlarını da aç gözlerini. Benim ne kadar koyu Fener taraftarı olduğumu beni az çok tanıyan herkes iyi bilir. Öle benim futbol bilgime ve anlayışıma ileri geri sallamadan önce bu kapağı hatırlarsın artık. Hade akşam halı sahada görüşürük hehe :)

27 Temmuz 2010 Salı

Pembiş

Cemiiiiiillll, Cemiiiiiişşşşş...
Kendisini gs forması ile ilgili öngörüsünden dolayı kutluyorum. Mor menekşe nin piyasaya çıkışının ardından pembenin geleceğini bildiği için. Tebrikler. Yoksa gs nin formaları Cemil mi çiziktiriyor?

Bir de şu sözde dostluk maçı ile ilgili Tosun beni gülmekten öldürdü.
"GİTTİ KONTÖR GELDİ KURUŞ, GURBETTE 10 KİŞİYLE Cimboma KOYMAK NE UYGUNUMUŞ" :))

Not: Mega'nın tezi bahane ederek benle karşılaşmaktan çekinmesi cimbom un bu sene kadıkoy e gitmicez demesi gibi.

9 Temmuz 2010 Cuma

PESkolik hareket engellenemez!!!

Tüm güzelliği ve motivasyon yapıcı özelliğine rağmen dış mihraklar tarafından canlı yayın araçlarımıza saldırılar düzenlenmiş ve elektronik ekipmanlarımız tahrip edilmiştir. Spora, dostluğa ve kardeşliğe yapılmış olan bu girişimleri kınıyor ve konuyu kamuoyunun takdirine bırakıyoruz.
PESKOLİK HAREKET ENGELLENEMEZ!!!
(ya da geçici olarak engellenebilir, sonra geri gelir:))

8 Temmuz 2010 Perşembe

Kupa Hollanda'nın

Ve final maçları aşağıda gördüğünüz kadrolar ile oynandı. Mega İspanya, bense Hollanda ile oynadık. Gerçekten finale yakışan mücadeleler oldu. Sahneyi harika bir frikikle Xavi açtı. Açık ve sert futbolla geçen günde Hollanda'nın üstünlüğünü belirleyen maç 3-4 biten ikinci maç oldu. Maç skorları (İSP - HOL) 3-3, 3-4, 3-1 ve 1-3 olarak gerçekleşti. Bu sonuçlarla maçlara göre 2-1, gollere göre de 11-10 üstün olan bendeniz günün kazananı oldu.

Günün ilk maçında 2-2 biten 90 dakikanın ardından uzatmalarda da eşitlik bozulmadı.

2. maç da ilk maç gibi uzatlamalara gitti. 1-1'lik 90 dakika skoru uzatmalarda bir ara 1-4 olmasına rağmen 120 dakika sonunda 3-4 Hollanda lehine idi.

3. maçta silah tutukluk yaptı ve Mega eşitliği sağladı.

4. maç ise günün galibini belirledi: Portakallar.

Erken final burada!!!

2010 Dünya Kupası'nda finalin adı dün oynanan Almanya - İspanya maçı ile belli oldu. Bir ay boyunca bize futbol ziyafeti yaşatan ve vuvuzela & üründül ikilisi ile kafamızı önce hüpletip sonra gümleten kupada final 11 Temmuz 2010 pazar günü İspanya ve Hollanda arasında oynanacak. Tabi "Çahim Saa" tayfası olarak o zamana kadar beklemeye niyetimiz yok, kısmetse biz finali bugünden oynayacağız:)

7 Temmuz 2010 Çarşamba

Öz-Men

Mega'nın hikayeden sebeplerle satış yaptığı günde Öz-Men arkadaşımız güzel gollerimizden payına düşeni almak istedi bugün.
Türkiye'yi seçtiğini ilk maçın 15. dakikasında farkettim ve şevkim kırılmadı desem yalan olur. Daha kuvvetli bir takım seçmesini ve daha çekişmeli bir mücadele olmasını istediğimiz söylesem de inadından vazgeçmedi ve günü 3 maçta tek gol atarak puansız kapattı.
Yine de iyi bir mücadele gösterdi. Bi kere çalım atmayı öğrenmiş. Mega'nın da sık sık yaptığı ancak benim yapamadığım çalım hareketiyle zaman zaman ceza sahası civarından pozisyonlar da buldu ancak benim sert oyunuma karşı genelde etkisizdi. İstatistikler yapılan 3 maçta da benden yana idi, hem de 2-3 katı farkla. Ama özellikle kaleci Volkan her maç maçın adamı seçilecek performans gösterdi diyebilirim.
İlk maç son dakikalarda attığım gol ile 2-1 benim lehime sonuçlanırken, 2. maçta 2-0 ve son maçta da 3-0 gibi net skorlarla günü kapadık. Benden sonra Doğan SLX ile bir maç daha yaptılar ama skor ne oldu bilemiyorum.

Edit: Son maç skorları Öz-Men(CHE) 2 - 4 Doğan SLX(MANU) olarak sonuçlanmıştır. Çahıcıları tebriq ediyorum (MegaTM)

6 Temmuz 2010 Salı

Direklerin efendisi

Ve blogun açılış gününde maç sonuçları belli oldu (Mega-Diego): 1-1, 4-0, 2-0 ve 1-2.

Benim tüm maçları Fransa, Diego'nun Hollanda ile oynadığı günün kazananı elbette ben oldum nıhahağ:) Maç kadroları ve taktik aşağıdaki gibiydi...
İlk maç ilk blog kaydı olmasının da verdiği baskıyla iki taraf için de stresli başladı. İlk yirmi dakika taraflar birbirlerini yoklarken maçın çok çetin geçeceği belli oldu. Fransa'nın kontrollü oyun düşüncesi ile Viera'yı çok geri çekmesi neticesinde orta saha ile defansın bağlantısı koptu, Fransa maçın 70. dakikasına kadar rakip kaleciyi dahi çok nadir görebildi. Bu dakikaya kadar ise Hollanda orta saha ve oyunun kontrolünü eline alarak birçok atak yaptı, pozisyon buldu, ama defansı ve birkaç kez de kale direklerini geçemedi. Kaleye çok yakın noktalardan iki üç topu da havalara diken Hollanda maçın sonlarına doğru Fransa'nın artan baskısından kurtulamayarak kendi kalesine bir gol gönderdi. Maçın düğümünün çözüldüğünü düşünen Fransa'ya "golden sonraki en tehlikeli zaman ilk dakikadır" sözünü hatırlatan portakallar daha ilk ataklarında skoru dengeledi. İki uzatma yarısında da gol olmayınca maç bu skorla sona erdi.
İkinci maça başlarken Fransa hatasını anlayarak Viera'yı orta sahaya, Zidane'ı da santrafor posizyonuna aldı. Erken gelen Fransa gollerinin Hollandanın direncini biraz azalttığı görüldü. İlk yarı 3-0 biterken ikinci yarı Fransa'nın da biraz rahatlaması ve Hollanda'nın direkleri dövmesi ile 4-0 sona erdi.
Üçüncü maça kararlı başlayan Hollanda'nın inanılmaz goller kaçırması, üstelik birkaç net pozisyonda dahi direkleri geçememesi şaşkınlık yarattı. Fransa hesabı kesti: 2-0.
Dördüncü maçta kıyasıya bir mücadele vardı, 1-1 devam eden maçın artık uzatmalara gideceği düşünülürken ek sürede gelen Hollanda golü maçın skorunu belirliyordu: 1-2. Bu sonuçların ardından kazanılan maç 2-1, atılan goller 8-3 olarak gerçekleşti. Centilmence tamamlanan karşılaşmalarda Zidane bir kez sakatlanırken hiç kırmızı kart çıkmadı.

Az Kaldı

Evet dün Mega'nın bendeki enerjiyi görüp kolları bir yerlerine saklayarak kurtuldugu düello bugün gerçekleşecek. Şunun şurasında 2 saati kaldı madara olmaya :)
60
70
80
90
...

2 Temmuz 2010 Cuma

Halka açılıyoruz!!!

Her gün Türkçe Spikerli PES6'da maç yapıyoruz Diego ile ama adam işine gelmeyince skorları hatırlamama ya da yanlış hatırlama kapasitesine sahip. O zaman umuma açalım sonuçları da tarihte yer bulsun diye düşündüm ben bizzat kendi zekamla. Bundan sonra elden geldiğince günlük maç skorlarını buraya işlemeye çalışacağım ki aleme ibret olsun :)

Birileri yarınki maçlar için pek iddialı... 4 avans 5te biter diyor... Göreceğiz kimin çahacağını :)